Aylardır internet üzerinden fikir alışverişi yaptığım Gabi ile sonunda buluşabildik. Galata Kulesinde yaptığımız keyifli kahvaltı esnasından kendisini daha yakında tanıma fırsatı buldum… O anlattıkça bilgisine ve enerjisine hayran kaldım. Muhabbetimizi kesmek istemedim ve Gabi’yle harika bir 5 çayı söyleşisi gerçekleştirdim. Dijital cadı Gabi ile Yeditepe Üniversitesi’nde açılacak olan Sosyal Medya programını, yeni yemek atölyesini ve bol bol sosyal medyayı konuştuk.
Reyhan Çepik: Merhaba Gabi’cim 5 cayi sohbetime hoş geldin!
Gabriela Olaru: Merhaba, hoşbulduk. 
Reyhan Çepik: Öncelikle sanal da olsa sana ne ikram edebilirim?
Gabriela Olaru: Earl Grey olabilir bak, bayılırım! 
Reyhan Çepik: Sohbetimize başlamadan önce biraz kendine bahsedebilir misin?
Gabriela Olaru: 81 Romanya doğumluyum, 12 yaşındayken Türkiyede buldum kendimi. Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum, doktoramı da şu anda Sosyal Medya, Dijital Pazarlama alanında tamamlamak üzereyim. Aynı üniversitenin Kurumsal İletişim departmanında Dijital İletişim Uzmanıyım ve Sosyal Medya Yönetimi Yüksek Lisans Programında öğretim görevlisiyim. Tipik bir Boğayım ve güzel yemeklere çok düşkünüm.
Reyhan Çepik: Sosyal medyada itibari ve paylaşımlarını en çok beğendiğim arkadaşlarımdan birisin. Bize biraz neler yaptığından bahseder misin?
Gabriela Olaru: Önce Mutfaktaki Cadı’yı kurdum ve bir yıl onunla uğraştım. Sonra o değişime uğradı, dijitalcadi.com altında bir kategori oldu. Dijital Cadı bir yaşam platformu ve neredeyse her şeye dair bilgi bulabiliyorsunuz. Benim eğlencem ve kafa dağıtma alanım burası. İstanbul’u takip ettiğim alan diyebilirim. Bunun dışında vakit buldukça çocuklarla birlikte yemek atolyeleri yapıyoruz ki bundan çok keyif alıyorum.
Doktora tezi vaktimi fazlasıyla aldığından yemek kısmı benim dinlenme alanım olmuş durumda. Bu dönem haftanın 3 günü Yeditepe Üniversitesinde, Sosyal Medya Yönetimi ve Bütünleşik Pazarlama Yönetimi Yüksek Lisans Programlarında Sosyal Medya, Pazarlama ve İletişim konularında ders veriyor olacağım ki vaktimin çoğunu alacaktır.
Reyhan Çepik: Gecen gün seninle buluşmamızda sosyal medyada aktif olan kişilerin kafalarına göre kendine `Sosyal Medya Uzmanı` demesini eleştirmiştik. Bu konuda doktora yapmış biri olarak fikirlerini bizimle tekrar paylaşır misin? Kimdir bu sosyal medya uzmanı?
Gabriela Olaru: Aslında bu aşamada net bir tanım koymak çok zor. İnternet ortaya melez bir meslek çıkarttı. Mühendis, iletişimci, iktisatçı,antropolog,sosyolog, reklamcı vs. aklına hangi meslek grubu gelirse gelsin, hepsi, bu alanda çalışabilir. Burada aslında önemli olan şey, o kişinin iletişime açık olmasıdır. Sadece şu eğitimi alan kişiler bu meslekte iyi olabilirler diyemem, iletişim becerileri yüksek veya onları geliştiren herkes bu meslekte başarılı olabilir. Bu yüzden bu alanı belli bir kesimin sahiplenmesi söz konusu olamaz bence. Burada önemli olan kişinin işini gerçekten iyi yapmasıdır. Ayrıca işin ölçümü konusunda da parametre bu kişiyi kaç kişi takip ediyor, hayran sayfalarında kaç bin kişi çekti olamaz,olmamalıdır.
Reyhan Çepik: Kişiler sosyal medyayı uzman olarak değilde birer kullanıcı olarak nasıl kullanmalılar?
Gabriela Olaru: Bu alan ilginç bir alan, bu konuda çok fazla şey söylemekten ziyade herkese Dikizleme Günlüğü isimli kitabı önermek isterim. Bu kitabı okuduktan sonra konuyla alakalı bir “aydınlanma” yaşayarak, “ben ne yapıyorum” sorusunu soracaktır herkes. (yazarı Hal Niedzviecki)
Reyhan Çepik: Kitap ilgimi çekti. İlk fırsatta okuyacağım. Peki markalar neler yapmalılar?
Gabriela Olaru: Birincisi hem pazarlama hem de iletişim faaliyetlerine entegre edebilecekleri bir stratejiyi oluşturmaları gerekmektedir. Bazı markalar sırf var olmak için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar, ancak eğer içerik yoksa, hitap etmiyorlarsa da çok zorlamamak gerek. İşe aldıkları kişide ne aradıklarını bilmeliler, veya bu kişilere eğitimlere göndermeliler. Ajans seçiminde ise cidden dikkat etmeleri gerekir. Konuyla alakalı söylenecek çok sözüm var ancak sanırım bunu ancak yıl boyunca derslerde ve blogumda ancak anlatabilirim:)
Reyhan Çepik: Ödüllü blogger olarak markaların bloggerlarla yaptığı iş birliklerini samimi buluyor musun?
Gabriela Olaru: İş birlikleri olması gereken etkinliklerdir bana kalırsa. Sonuçta bloglar yeni iletişim kanallarıdır. Burada önemli olan her iki tarafın da okuyucuya karşı samimi olmaları, kötü niyet taşımayan eleştirileri kaldırabilmeleridir. Ben bugüne kadar etkinliklerinde katıldığım tüm markalarla bu iletişimi yakaladım ve hiç biri hiç bir zaman eleştirilerime müdahale etmediler. Gerçi zaman sorunu etkinliklere katılımımı zorlaştırıyor ve çok çok az etkinliğe katılabiliyorum ama bugüne kadar katıldığım her tanıtım etkinliği bana bir şeyler kazandırdı.
Reyhan Çepik: Yeditepe Üniversitesi`ndeki Sosyal Medya konulu programdan bahseder misin?
Gabriela Olaru: Doktorama başladığım yıllarda hayalim bu bölümün açılması ve bu bölümde akademik kariyerime başlamamdı. Çünkü Türkiye’de akademik ve sektörel anlamda emek veren sayılı kişilerden biriydim ve kendime akademik anlamda yer bulmayı çok istiyordum. Biz bir buçuk yıldır Yeditepe Üniversitesi’nde çok ciddi bir sosyal medya iletişimi gerçekleştiriyoruz ve yönetim konunun önemini çok ama çok iyi kavradı. Olayın akademik boyutunda yer alan çok değerli hocalarımız var ve bunlardan biri olan, aynı zamanda tez danışmanım da olan Doç. Dr. Aykut ARIKAN’ın girişimiyle program, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans programı olarak açılmıştır.
12 ders ve 1 proje ödevi ile yaz okulu ile birlikte 1 yılda tamamlanabilecek olan programımıza ilgi oldukça iyi ve özellikle firmalar mezunlarımızı heyecanla beklemektedirler ki bu bence gerçekten de çok güzel bir gelişme.
Program hakkında bilgi almak isteyen veya kayıt olmak isteyen arkadaşlar bana golaru@yeditepe.edu.tr adresinden ulaşabilirler.
Reyhan Çepik: Ve son olarak eklemek istediklerin var mı?
Gabriela Olaru: Seni tanıdığım için çok mutluyum, on yıl sonra internet sektöründe başarılı projeleri yapmış, hatta onları satmış ve teknesiyle dünya turuna çıkmış bir kişi olacağını düşünüyorum. Bu anlamda sana bol şans diliyorum ve Silikon Vadisi’ndeki yazılarının hiç bitmemesini diliyorum!
Reyhan Çepik: Gabicim; bana bir kez daha vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim. En kısa zamanda yine görüşmek dileğiyle
