Dostlar sizi nasıl hatırlasın? (Gerçek bir yaşam öyküsünden)

Yaklaşık 100 yıl önce, bir adam sabah gazetesini okurken bir anda gördüğü haber karşısında dona kalıyor. Manşette yer alan haberde, kendisinin feci bir patlama sonucu öldüğü yazıyor. Haberi okuduğunda bir kaç saniyelik bir şok geçirdikten sonra, hakkında yazılanları okuyor. Kendisi hakkında ‘ölüm makinesi sonunda öldü!’ gibi olumsuz başlıklara rastlıyor.

‘Ne yani şimdi ben gerçekten ölseydim bu şekilde mi anılacaktım?’ diyor.

Hayatını kendince insanlığa ve bilime adayan biri olarak görürken, bu haber karşısında oturup uzun uzun düşünüyor. Kendisi uzun yıllar aldığı eğitim ve araştırmalar sonucunda dinamiti bulmuştu. Savaş zamanı silah amaçlı kullanılsa da, O dinamiti bu amaçla bulmamıştı. Dinamit, sadece buluşlarından en tehlikelisiydi. Gazetenin yaptığı yanlış haber ile (aslında ölen kardeşiydi) bir anda hayatını sorgulamaya başlıyor. Müthiş bir vicdan azabı çekiyor.

Bir süre bilime ve araştırmalarına ara vererek bütün zamanını dünya barışı için harcamaya başlıyor. Daha sonra gönüllü olarak bilim adamları yetiştirme programlarına katılıyor. Ve ölmeden önce vasiyetnamesine ` Bütün mal varlığım; kendini insanlığa, barışa, bilime, sanata ve edebiyata adamış değerli kişilere her yıl ödül olarak verilsin.’ Ayrıca vasiyetine; ödüllerin din, dil ve ırk ayrımı yapılmadan verilmesini de ekliyor.

Bu kişinin adı Albert Nobel. Bugün, Dünya’nın en prestijli ödülü (Nobel Ödülleri ) onun adına veriliyor.

Peki siz hiç düşündünüz mü nasıl anılacağınızı? Saygı ve sevgiyle anılmak için neler yapıyorsunuz? İnsanlığa, en azından çevrenize bir faydanız dokunuyor mu?

Bir dakika oturup düşünmenizi ve yaşamınızı sorgulamanızı rica ediyorum. Bir de bu mükemmel eseri dinlemenizi öneriyorum. :)

Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın! -Aşık Veysel

Hemen Yorum Yapın