Bir ev kadınının e-ticaretle imtihanı: Ayşe Teyze Rock On!

Az önce annemle konuştum. Hal keyif sorulduktan sonra annem başlar anlatmaya…

Bütün günün detaylarını sırasıyla anlatır. Bu günün detaylarında dikkatimi bir nokta çekti.
Bizim komşumuz Ayşe teyze, anneme hediye ettiğimiz note book’u çok sevmiş. Ben de alacağım bundan demiş. Gitmiş sormuş fiyatları 800 TL ve üstü rakamlarla karşılaşmış. Sonra da internetten daha uyguna bulmuş. Gün (altın ve para günü) sırası ona gelince alacakmış.

Hadi ya dedim anneme… internetten alışveriş mi yapıyor Ayşe teyzem? Annem de: ‘geçen gün internetten kendine fotoğraf makinesi aldı’ dedi. Yine sormuş soruşturmuş en uygununu internetten bulmuş dedi.

E-ticarete son bir kaç yıldan beri ilgim var. Fırsat Bu Firsat’la daha aktif olmaya başladım. İnternet üzerinden alışveriş yapanların bir çoğu kendi geliri olan, bir yerde çalışan kişilerden oluşuyordu. (Kitleyi biraz daralttim)

Arkadaşlarımla e-ticaret’in gelişimini konuştuğumuzda hep aynı şeyi derdim. Bizim Ayşe teyze interneti kullanmayı öğrenip, alışveriş yapmaya başladığında, bu sektör asıl hedef kitleye ulaşmış demektir diye…

Bence e-ticaret sektörü tamamdır.

Kendine özgü sosyal çevresi olan (gün arkadaşları), çocuklu ev kadınlarının bilgisayar kullanım alışkanlıkları yok denecek kadar az. Bu alışkanlığı kırıp internet üzerinden alışveriş yapmaları beni çok sevindiriyor.

En güzel örneği Ayşe teyzem…

Ben Ayşe teyzeyi iyi tanırım. Annem ve babam çalıştığı için günlük alışverişlerimizi eve yakın bir marketten yaparız. Ama Ayşe teyzem sıkı bir pazar araştırması yapar. Mesela ev kadınları için 5 kiloluk Omo çamaşır deterjanını uyguna bulmak çok önemliymiş. Ayşe teyzem pazarları bize gelir şurada şunu buldum çok ucuza, su market büyük indirim yapıyor bugün diye annemle alışverişe çıkarlardı.

E-ticaret yapabilmesi için araştırma ruhuna sahipti. Internetin nimetleri ile tanışması gerekiyordu.

Ayşe teyzemin bilgisayar ve internet ile tanışması:
Yaklaşık 4 sene önceydi… Ayşe teyzem bize geldi. Oğulları için bilgisayar almak istiyormuş. Apartmanın bilir kişisi olarak beraber gittik. Ev Kur mağazasından 12 taksitle güzel bir bilgisayar ve bilgisayar masası aldık. Bilgisayarı heyecanla kurduk. Basitçe bilgisayar kullanımını öğrettim. Daha sonra internet bağlattı. Eşi işyerinden, çocuklar ise internet cafe’den internet kullanımını biliyorlardı.

Ayşe teyzem, uzunca bir süre bilgisayarın tozunu almakla yetindi.

Bir gün eşinin internet üzerinden Okey oynadığını görmüş. Ben de oynamak istiyorum demiş ve öğrenmiş. Bizim Ayşe teyze eşini işe, çocukları okula gönderdikten sonra bütün gün İnternette Okey oynamaya başlamış.

Ayşe teyzem, çömezlerle oynamaktan sıkıldığı için paralı üyeliğe geçmek istemiş. Birgün beni aradı ve paralı üyeliğe geçmek istediğini söyledi. Kredi kartı bilgilerini internete güvenip girmediği için ödemeyi postaneden yaptı.

2 sene önce başlayan internet serüveni ile Ayşe teyzem bugün potansiyel e-ticaret sitesi kullanıcısı haline gelmiş. Önce klasik pazar araştırmasını yapıyor ve daha sonra internete girip daha ucuzunu bulup, satın alıyormuş. Gün arkadaşlarına da sürekli daha ucuza alışveriş yaptığı için hava atıyormuş.

Şimdi Facebook’a da üye oldu. Yakında Facebook’ta altın günü grubu kurarsa hiç şaşırmayacağım…

Uzun lafın kısası, Webrazzi için yazdığım bir yazıda e-ticaret ve reklam ajansları için küçük işletmelerin önemli olduklarına değinmiştim. Bu yazımda ise, ev ekonomisi yapmayı bilen, pazarı araştıran, altın günleri ile azımsanmayacak kadar parayı elinde çeviren, ağızdan ağıza pazarlamada en önemli görevi üstlenen ev kadınlarının önemine değinmek istedim.

Ayşe Teyze Rock On!